Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
125 BİN DAVANIN 4’TE 3’Ü ÇEKİLECEK
Deutsche Welle’de yer alan habere göre; Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer, ABD’de hakkında yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı iddiasıyla açılan davalardan vazgeçmeleri için davacıların büyük bölümüyle anlaştı. Bayer’den yapılan açıklamada, 10 milyar 900 milyon dolar ödeme karşılığında 125 bin davanın dörtte üçünün geri çekileceğini duyurdu.
Dava konusu, Bayer’in Roundup adlı yabani otla mücadele ilacı. Söz konusu ilaç Türkiye’de de satılıyor. Dünya genelinde yaygın kullanılan pestisitlerden olan glifosat, olası zararları konusunda en çok tartışılan tarım ilaçlarından.
BİNLERCE KİŞİ DAVA AÇTI
Bayer, 2018’de ABD’li tarım şirketi Monsanto’yu satın almasının ardından Monsanto’nun geliştirdiği Roundup ilacı nedeniyle kanser olduklarını iddia edenlerin açtığı davalarda milyarlarca dolar tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. İlk üç davadaki astronomik tazminatların ardından Bayer’e ürettiği tarım ilacının içeriğindeki glifosat nedeniyle kansere yakalandığını söyleyen binlerce kişi dava açtı.
İLACIN ETKİLERİ TARTIŞMALI
Bayer, glifosat maddesi hakkındaki iddiaları reddediyor. Son olarak Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA), dikkatli kullanıldığında glifosatın güvenli olduğunu açıkladı. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) ise 2015 yılında glifosatı insanlar için olası kanserojen maddeler sınıfına aldı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise 2016 yılında glifosat kullanımıyla ilgli yayınladığı bir raporda “glifosat kalıntısı barındıran gıda ürünlerinin yüksek ihtimalle kanserojen olmadığı” tespitine yer verdi.
RAPORLAR ÇELİŞİYOR MU?
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) uzmanlarının katkısıyla hazırlanan raporun yine DSÖ’ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından hazırlanan ve “glifosatın insanlar için kanser yapma riski taşıdığı” görüşünün dile getirildiği 2015 yılına ait raporla çelişki içermediği belitildi. IARC’ın glifosatın aşırı dozda alımını araştırdığı, DSÖ’nün 2016 raporunda ise gıda ürünleriyle birlikte sınırlı oranda alımının gözetildiği vurgulandı.