''İstanbul depremi 7.6 büyüklüğünde bile olabilir"

Prof. Dr. Naci Görür, büyüklüğü 7.6’ya ulaşabilecek bu depremin daha yakınlaştığı görüşünde

İstanbul'da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından “büyük deprem” konuşulmaya başlandı.

Deutsche Welle Türkçe’den Banu Güven’e konuşan Prof. Dr. Naci Görür, 4.7 ve 5.8 büyüklüğündeki son iki depremin İstanbul’un beklediği büyük depremi daha yakın bir tarihe çekmiş olabileceğini ifade ederek şunları söyledi:

“Şu gerçekle karşı karşıyayız: Bu depremler Büyük Marmara Depremi’ni oluşturacak fayın üzerinde meydana geldi. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kumburgaz Fay Kolu olarak da bilinen bölümünden, Orta Marmara Çukurluğu ile Çekmece göllerinin açıklarına uzana 75 kilometreklik hattan söz ediyoruz. İlk deprem bu hattın batı ucunda meydana gelince, ‘Bu durum sıkıntılı dedim.' Bir gün sonra da ikinci deprem geldi. Zaten enerji birikmişti, bu depremler gerilimi daha da artırdı. Fay zaten kırıldı kırılacak durumdaydı. Bu depremler, kırılma zamanını öne çekmiş olabilir.”

“KIRILIRSA 7.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM BİLE OLABİLİR”

Ne zaman sorusuna ise Görür şöyle cevap veriyor:

“Bu hattın 1999’dan sonra 30 yıl içinde kırılabileceği düşünülüyordu. Artı eksi 5 yıl oynayabilirdi bu süre. Zaten deprem periyodunun sonuna yaklaşıyorduk. Şimdi fay hattının iç dinamiklerini etkileyen bu depremlerle büyük deprem de daha öne çekilmiş olabilir. Biz daha önce bu hattın en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem üreteceğini öngörmüştük. Eğer Marmara’nın altındaki tüm fay sistemi harekete geçer ve kırılırsa 7.6 büyüklüğünde bir deprem bile olabilir.”

- Hangi önlemler alınabilir?

İstanbul’un böylesine bir depreme hazır olmadığı sır değil.

- Pekiyi şimdi, bu saatten sonra ne yapılabilir?

Naci Görür’den aktarıyorum. “Geç de olsa, öncelikle İstanbul’un yapı stokunu depreme güvenli hale getireceksin. Ama yönetenler kentsel dönüşümle iş bitti sanmasınlar. Başka bileşenler de var. Kentin tüm altyapısının elden geçmesi gerekiyor. Yollar, viyadükler, köprüler, barajlar, atık su şebekeleri, kanalizasyonlar, içme suyu şebekesi, elektrik şebekesi, haberleşme hatları, aklınıza ne gelirse elden geçmeli ve sağlamlaştırılmalı. Sonra deprem olduğunda ortaya çıkması muhtemel milyonlarca ton molozun yaratabileceği zararı düşünmek gerek. Bu molozların, ortada bırakılırlarsa yayacakları tozların, atmosfere, yeraltı suyuna verecekleri zarar deprem kadar büyük. Molozları deniz atmakla da bu iş çözülmez. O gelir yine sizi bulur.”

Naci Görür beklenen İstanbul depreminin ekonomi üzerindeki olası etkisine de dikkat çekiyor. “İstanbul’un sanayi üretimindeki payını düşünün. Memleket sanayiinin neredeyse yüzde 50’si İstanbul’da. Üretim durduğunda iş kaybı büyük olur ve Türkiye’ye diz çöktürür. Fabrikan sağlam mı? Alet edevat korunaklı mı? Yanal ve düşey hareketleri tolere edebilecek durumda mı? Sanayicilerin bütün bunlara hazırlıklı olması gerek.”