'Kasım ve aralık ayında vaka sayısında artış olabilir'

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, “Bizde hava soğuyunca yeniden kuzey yarım küreye gelirse eğer kasım-aralık ayında belki o zaman ciddi bir yükseliş olabilir” dedi

Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, şu anda birinci dalga sırasında vaka sayılarında oynamaların olabileceğini kaydetti:

'Kuzey yarım kürede yeniden ikinci bir dalga’

"Bizde hava soğuyunca yeniden kuzey yarım küreye gelirse eğer kasım-aralık ayında belki o zaman ciddi bir yükseliş olabilir. 'Kuzey yarım kürede yeniden ikinci bir dalga şeklinde' diye ben onu anlıyorum. Ama şu anda Türkiye’de oynamalar, birinci dalganın alt oynamaları, bazı illerde maalesef oluyor. Nüfusu daha az olan yerlerde 100-200 vaka çıkınca büyük oranlara neden oluyor.”

Ünal, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Koronavirüs semptomlarını göstermeyen hastalardan virüs bulaşmasının çok nadir olduğu yönündeki açıklamasına karşı başka bir üniversitenin çalışma yaptığını, bunun doğru olmadığını gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Ünal, "Bizim yapmamız gereken, karşımızdan gelen her kişi için 'Bu hastalığı bulunduruyor' diye düşüneceğiz, ona göre tedbirleri alacağız. Karşımızdaki herkes bu hastalıkla enfekte kabul edilecek. Hiçbir aralık bırakmadan tedbirler düzenli yapılacak" dedi.

‘Geçirenler de geçirmemişler gibi tedbirli davranmak zorunda’

Prof. Dr. Ünal, antikor testleriyle 150 bin kişinin taranacağını ve bunun, asemptomatik geçirmiş olanlarla beraber kaç kişinin bu hastalığı geçirdiğini göstereceğini söyledi. Ünal, bir taraftan da PCR testi ile hasta olanların tarandığını hatırlattı:

“Bu bize 'Salgın ne tarafa gidiyor, nasıl kontrol edeceğiz, ne tedbirler alacağız?' bunlara ilişkin kıymetli bilgiler verecek. Hastalığı geçirmiş kişilerde antikor da oluşmuş ise koruyuculuğunun yani bir daha hasta olmama ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bunun aksini gösteren bazı çalışmalar var; ama çoğunluğu koruyuculuğun olduğu şeklinde. Yani 'Geçiren kişiler bir daha hasta olmaz, karşısındakine de bulaştırmaz' şeklinde. Ama bu 'Tedbiri tamamen elden bırakın, herkesin ortasında maskesiz dolaşın' anlamına gelmiyor. Geçirenler de geçirmemişler gibi tedbirli davranmak zorundalar. Bu koruyuculuk ne kadar devam ediyor; henüz bundan da çok emin değiliz. Çünkü ilk hastalar 4- 4.5 ay oldu ve onlarda koruyuculuğun devam ettiğine dair çalışmalar var.”

‘Öyle kurallara uyarız ki virüs de mutasyona zorlanır, bulaşamaz hale gelir’

Prof. Dr. Ünal, ilaç çalışmalarıyla ilgili ise "Bakanımızın açıkladığı umut veren ilaç var. Umarız devam eder, gelişir. Böyle bir ilaç olursa o zaman deriz ki 'Yasaklamaları kaldırdık, bulaşana bulaşır, hasta olanlara hastanede bakarız' ve ölüm olmadığı için de zaman içinde toplumun 3’te 2'si bu hastalığa bulaşmış, kurtulmuş hale geldi mi bu hastalık duracak. Diğer seçenek iyi bir aşı bulunur, herkesi aşılarız, yüzde 66'ya, 67’ye ulaşırız yine salgın durur. Bununla ilgili çalışmalar da devam ediyor. Halbuki elimizde olan bir tane şey var; o da kurallara uymak. Bu da virüsü durduracak yöntemlerden biridir. Öyle kurallara uyarız ki virüs de mutasyona zorlanır, bulaşamaz hale gelir, kaybolur gider" dedi.