Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, güçlü bir tamamlayıcı emeklilik sistemini hızla hayatı geçirmeyi planladıklarını vurguladı.
Albayrak, tamamlayıcı emeklilik sisteminin bir parçası olarak kıdem tazminatı fonunun hayata geçirileceğini belirtirken, çalışanlardan ve işverenden yapılacak kesintilerin bireysel emeklilik sistemi (BES) ile entegre kıdem tazminatı fonunda toplanacağını ifade etti.
Albayrak, 2020 yılından itibaren fonu hayata geçirmeyi hedeflediklerine dikkat çekerek, “Bu yeni yapıyla birlikte 5 yılda, sistemde biriken fonların milli gelirin yüzde 10’unun üstüne çıkacağını öngörüyoruz. Oluşturacağımız sistem tüm ana paydaşlara, yani çalışanlara, işverenlere ve devletimize katma değeri en yüksek olacak şekilde oluşturulacaktır’ dedi.
2017’DE RAFA KALKMIŞTI
Kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin bundan önceki en somut çalışma 2017 yılında Mehmet Müezzinoğlu’nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde gündeme geldi.
Müezzinoğlu, işçi ve işveren kesiminin temsilcileriyle peş peşe toplantılar yaptı. O tarihte TÜRK-İŞ başta olmak üzere gerek işçi sendikalarından, gerekse TOBB ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) gibi işveren örgütlerinden kıdem tazminatı fonuna olumsuz tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Uzlaşmadan gelmeyin” talimatı dolayısıyla, Müezzinoğlu kıdem tazminatı fonu çalışmalarını rafa kaldırdı.
Ancak, geçen yıl ekim ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programı (YEP) ve Cumhurbaşkanlığı 2019 Yıllık Programı’nda, tarafların uzlaşmasıyla kıdem tazminatı reformunun yapılacağının açıklanmasıyla konu yeniden raftan indirildi.
ŞİMDİ NE OLACAK?
TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, bir süre önce yaptığı açıklamada, Türkiye’de fonların akıbetini bildiklerini belirterek, “Kıdem tazminatının bu şeklinden memnunuz. Alamayanlarla ilgili bir düzenleme yapın, katkı sağlayalım. Nokta kadar geriye giderseniz buna müsaade etmeyiz. Kıdem tazminatı işçinin son kalesidir. Nokta kadar geriye gidiş olursa, ona mani olamazsak, onu muhafaza edemezsek bu koltuklarda oturmanın hiçbir anlamı yok" dedi.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise kıdem tazminatının bitmiş bir tartışma olduğunu belirterek, bu konudaki değişikliklere kesinlikle karşı çıkıyor.
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamalarda, kıdem tazminatı konusunun iş güvencesi, işsizlik ödeneği ve sosyal yardımlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, nasıl bir düzenleme yapılırsa yapılsın bugüne kadar elde edilen kazanılmış hakların korunması gerektiğini vurguluyor. Arslan, kazanılmış bütün hakları güvence altına alan ama aynı zamanda da var olan sorunları ortadan kaldıracak yeni bir model inşa edilmesi gerektiğini savunuyor. Hak-İş, devletin güvencesi altında olmak koşuluyla kıdem tazminatı fonuna kategorik olarak karşı çıkmıyor.
KIDEM TAZMİNATI FONU SİSTEMİ NASIL İŞLEYECEK?
Kıdem tazminatı fonuyla ilgili daha önce yürütülen çalışmalarda temel noktalardaki belirsizlik giderilemedi. Çalışanlara şu an 12 aylık hizmete karşılık 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Bu, aylık ücretin yüzde 8.3’üne karşılık geliyor. Bireysel hesaba dayalı olacak kıdem tazminatı fonuna her ay hangi oranda kesinti yapılacağı belirsizliğini koruyor. İşçi tarafı, yüzde 8.3’ün altında bir oran belirlenmesinin kıdem tazminatının 30 günün altına düşmesi anlamına geleceğini belirterek karşı çıkıyor.
İşveren kesimi, fona yapılacak kesintinin düşük oranda belirlenmesini, yıllar içinde fonda biriken para nemalanacağı için aradaki farkın kapanacağını savunuyor. Konu gündeme geldiğinde en büyük pazarlık bu noktada yaşanacak.
YÜZDE 25 DEVLET KATKISI
Fona devletin de katkı yapması bekleniyor. Sosyal güvenlik primleri ve BES’te devlet yüzde 25 oranında katkıda bulunuyor. Devletin, kıdem tazminatı fonuna da işçi ve işveren adına yapılacak kesintinin yüzde 25’i oranında katkıda bulunması bekleniyor.
PARA NE ZAMAN ÇEKİLEBİLECEK?
En önemli sorulardan birini de kıdem tazminatı fonunda biriken paranın ne zaman çekilebileceği oluşturuyor. Mevcut sistemde işten atılan işçinin kıdem tazminatı hemen ödeniyor. Öngörülen sistemde prensip olarak, fonda biriken para BES’te olduğu gibi 56 yaşından önce çekilemeyecek. Daha önceki taslakta, 56 yaşından önce sadece belli koşullarda para çekilmesi öngörüldü. Örneğin ev alırken fonda biriken paranın yarısının çekilmesi, bu hakkı kullanabilmek için ise 15 yıl birikim yapılması düşünülüyor.(Ahmet Kıvanç-Ahmet Kıvanç)