Teknolojinin otomotiv sektörünü tamamen içine alacağı gelecekte otonom devrim, bilim kurgu hikayelerindeki görüntüleri gerçek kılacak.
KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Hakan Ölekli, 43 ülkede otomotiv ve teknoloji sektöründen 1000’e yakın yönetici ve yaklaşık 2 bin 500 tüketiciyle yapılan araştırmanın bir devrimi görüntülediğini söyledi. Ölekli, “Bugün dünyadaki 50 büyük otomobil üreticisi, en büyük 15 teknoloji şirketinin piyasa değerinin yüzde 20’si değerinde. Bu rakam 2010’da yüzde 40’tı. Yani teknoloji şirketleri artık finansal piyasaların en güçlü oyuncuları haline geldi. Otomotiv üreticileri teknoloji şirketleri karşısında ayakta kalmak istiyorlarsa onlarla iş birliğinden başka şansları yok. Bu açıkça görülüyor. Navigasyon ve elektrikli otomobiller için şarj istasyonu gibi konulardaki iş birlikleri, otomobil üreticilerinin bu yola girdiğini gösteriyor,” dedi.
Ölekli, araştırmadan çıkan sonuçlara göre giderek daha sık görmeye başladığımız otonom araçların, hayatı ve şehirleri değiştireceğini söyledi. Ölekli, çevreye etkileri yüzünden geçen yıl pazar kaybeden dizel araçlar için farklı bir rota çizildiğini de kaydetti.
KPMG Küresel Otomotiv Araştırması’ndan çıkan başlıklar şöyle:
- Otomotiv yöneticilerinin yüzde 56’sı perakendecilerinin sayısının 2025’e kadar yüzde 30 ila 50 oranında azalacağına inanıyor. Bunların yüzde 80’ine göre perakendecilerin ayakta kalmasının tek yolu; kapsamlı servis hizmeti veren ya da ikinci el araç satan merkezlere dönüşmek.
- Yöneticilerin yüzde 80’inden fazlası, otomobil ve sürücü verilerinin kullanımının sektördeki gelecek iş modellerinin temeli olacağını söylüyor. Bu durumda bağlantılı araçlardaki standart ekipmanların yeniden tanımlanması gerekiyor. Mesela araçtaki veri güvenliği ve siber güvenlik sistemi gelecekte otomobil satın alırken en önemli kriterlerden biri olacak.
- Bugün dünyada 700’den fazla fabrikada 3 bin farklı model araç üretiliyor. Bunların yalnızca yüzde 2’si elektrikli. Yakın gelecekte yollarda yalnız elektrikli araçlar olmayacak. Farklı mekanizmalarla çalışan otomobiller de aynı dönemde yollara çıkacak.
Sürücüsüz araca özel trafik
- Otonom sürüş, mobilite ile ilgili paradigmayı kökten değiştirdi. Ancak araç filolarının tamamen direksiyonsuz hale gelmesinden önce kuralların oluşturulması gerekiyor. Otomotiv yöneticilerinin yüzde 94’ü 2040’a kadar çalışan, etkili bir sürüş politikası ve otonom sürüş kurallarının oluşturulacağını düşünüyor. Kameraların, radarların, algoritmaların ötesinde önemli altyapı yatırımları da söz konusu olacak.
- Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 74’ü insanlı sürüş ve otonom sürüş trafiğinin karıştırılmasının ciddi güvenlik sorunları yaratacağına inanıyor. Çünkü bugünün araç trafiğindeki her olasılığı bir algoritmaya dahil etmek imkansız. Bu nedenle geçici süre için sürücüsüz araçların ‘güvenli alanlarda’ kullanılması üzerinde duruluyor. Otonom araçlar için özel şerit oluşturulması formüllerden biri.
- Sürücüsüz araçlar için gereken sürüş politikası ve yönetmeliklerin 2030 yılına kadar oluşturulacağı tahmin ediliyor. Büyük olasılıkla bu tarihten sonra insanlı araçlarla otonom araçların entegrasyonu fikrinden tamamen vazgeçilip yolların ayrılmasına karar verilecek. 10 yıl içinde de yeni yol kavramları ve trafik uygulamasına geçilecek.
- Sürücüsüz araçlar ve bu araçların trafiği için yapılacak yollar, trafikte iletişim kurmak için farklı sistemleri devreye sokacak, altyapıları koordine etmek gerekecek. Farklı mobilite kavramları bir arada olacak. Tüm bunlar iş modellerini ve altyapıyı etkileyecek. Şehir merkezleri bu ihtiyaçlara göre yapılanacak, şehirler değişecek.
Mobi-listik ve toplu taşıma kapsülleri
- Otomotiv teknolojisi toplu taşıma ve lojistiği birleştirecek, yeni bir kavram doğacak: Mobi-listik. Çünkü sektör yöneticilerine göre insan ve eşya taşımak arasında artık ayrım yapılmayacak. Otonomi, paylaşım ve platform tabanlı dağıtım hizmetleri dünyayı ‘mobi-listik’e götürecek. Yöneticilerin yüzde 73’üne göre 10 yıl içinde toplu taşıma araçlarının yerini sürücüsüz kapsüller alacak.
- Hükümetler, belediyeler, toplu taşıma hizmeti veren kurumlar bu model ile ilgili yeniden yapılanacak.
AirBnB’den sonra AirCnC
- Otomobil sahibi olmayı statü sembolü olarak görenlerin sayısı azalıyor. Sürücülerin yüzde 55’i araç paylaşımı ya da araç çağırma hizmetlerinin kullanımı ve erişiminin kolay olması halinde kendi otomobillerini bırakmaya hazır.
- Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü, tanıdıkları araç sahiplerinin yarısının 2025’e kadar araçlarından vazgeçeceğine inanıyor. Bunun önemli sebepleri yaşam koşulları (yüzde 32) ve toplam sahip olma maliyeti (yüzde 23). AirBnB modelindeki gibi otomobil paylaşımı henüz emekleme aşamasında ancak yükselen bir eğilim.
SUV ile dizele devam
- 2015’teki krizden itibaren dizel halen tartışmalı bir konu. Global tüketicilerin yüzde 65’i dizel araç tercih etmeyeceğini söylüyor. Batı Avrupa’da dizel araçlara sürüş yasağı konuşuluyor. Doğu Avrupa’da ise tüketicilerin yüzde 52’si uzun motor ömrü ve maliyet avantajları nedeniyle dizeli seçiyor.
- Dizel araçlar, küresel otomotiv üretiminin yüzde 20’sini oluşturuyor. Dizel yakıt üretiminde de bir azalma veya yavaşlama görülmüyor.
- Çevreye verdiği zarar asla kabul edilmemekle birlikte dizel, teknoloji olarak çok değerli görülüyor. Sektörde bu zararın biyo-yakıtlarla veya sentetik yakıtlarla dengeleneceği görüşü hakim olmaya başladı.
- Her şeye rağmen dizel, teknoloji olarak ölmedi. Egzoz sorununun ekolojik standartlara uygun şekilde çözülmesinden sonra artan maliyetler nedeniyle küçük segmentteki dizel araçların ortadan kalkması bekleniyor. Üst ve orta sınıf segmentteki SUV’ların dizel araçları temsil edeceği belirtiliyor.