Türkiye Sigorta Birliği’nin Bursa’daki 5 yıldızlı otelde, ihtilaflı sigorta davalarına bakan 90 Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) yargıcından 65’ini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) izniyle, iki günlük sempozyum için dört gün ağırlamasının yankıları sürüyor.
BirGün Gazetesi'nden Uğur Şahin'in haberine göre, ülke genelinde faaliyet gösteren tüm sigorta şirketinin üyelerinden oluşan Türkiye Sigorta Birliği’nin hâkimleri ağırlaması, kamuoyunda tepkilere neden oldu. Eski Türkiye Adalet Akademisi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Sigorta Hukuku Türk Derneği tarafından Türkiye Sigorta Birliği’nin sponsorluğunda düzenlenen ‘ballı sempozyum’a ilişkin yargıç Mustafa Karadağ ile Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin BirGün’e açıklamalar yaptı
Hâkimlerin bağımsızlığını devlet temin etmeli
Karadağ, Türkiye Sigorta Birliği’nin sponsorluğundaki sempozyumun etik olmadığını vurgulayarak, “Bu aslında sistematik bir şey. Yıllardır bunlar olur, ilk defa olan bir şey değil. Hâkimlerin eğitimi, devlete ait bir şeydir. Hâkimlerin eğitiminin özellikle de o hâkimler önünde davaları görülen şirketlerin görevi değildir. Kaldı ki hâkimlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı da devlet tarafından temin edilmesi gereken bir şeydir. Böyle olunca hâkimlerin bilgilerinin artırılması gereğince dava sahipleri tarafından eğitilmeleri doğru değildir” dedi.
Karadağ, Türkiye Sigorta Birliği ile Türkiye Adalet Akademisi arasında imzalanan protokole değinerek, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’deki hâkimlerin eğitimiyle ilgili bir eleştirisi var. ‘Hâkimler muhalif bir ruh ile yetiştirilmeliler’ diyor AB. Eğer siz şirketlerle adaleti entegre etmeye çalışırsanız doğan sonuç budur. Adalet Akademisi aslında kâğıt üzerinde özerk bir kurum. Ancak 32 üyesinin 26’sı bizzat siyasi iktidar tarafından seçiliyor. Böyle bir özerk kurum. Bu kurumun da adalete bakışı bu: Sermayeyle adalet entegre etmek.”
‘İlkelere aykırı ve doğru değil’
Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin ise şunları söyledi: “Geleneksel bir ilkedir bu: Hâkimler, devlet kurumları da olsa, davasına baktığı herhangi bir şirket ve kurumdan çıkar sağlayamaz. Dolayısıyla hâkimlerin, şirket olarak çalışan kurumların hizmetlerinden veya hediyelerinden yaralanması etik ilkelere aykırı ve uygun değildir. Bu nedenle de doğru bulmuyorum. 20 yıldır şirketlerle, büyük sermaye gruplarıyla, devlet hizmetleri arasında doğrudan bir ilişki doğmaya başladı. Bunun üzerinde yeniden düşünülmesi gerekiyor. Bir tür işletmecilik mantığının doğmaya başladığının ve bunun yarattığı genel tehlikelerin küçük görüntüsüdür bu. Ciddi sorunludur.”
***
İmzalanan protokol neleri kapsıyor?
Türkiye Sigorta Birliği ile Türkiye Adalet Akademisi arasında geçen günlerde ‘işbirliği protokolü’ imzalanmıştı. Protokolle birlikte; sigortacılık ve bireysel emeklilik sisteminin bilinirliğini artırmak, ilgili mevzuat başta olmak üzere diğer hukuk dalları çerçevesinde sorunlara çözüm bulunmasına katkı sağlamanın amaçlandığı ifade edilmişti. Protokolle iki kurum; sigorta ve bireysel emeklilik mevzuatı konusunda; ihtiyaç analizi yapılması, mevzuatta yaşanan değişikliklerin hakim adayları başta olmak üzere tüm yargı sistemi mensuplarına uzman akademisyenler aracılığıyla aktarılmasını sağlamak üzere sempozyum, çalıştay, ulusal, uluslararası konferanslar düzenlenmesi, bilimsel çalışmaların yer aldığı dergi ve kitapların çıkarılması konularında gerekli işbirliği gerçekleştirilecek.