Vaka sayıları da ölüm sayıları da gerçeği yansıtmıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Vaka sayıları da ölüm sayıları da gerçeği yansıtmıyor, bunu bu topraklarda yaşayan herkes biliyor" dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni tip korona (Kovid-19) salgınıyla ilgili olarak hükümete bazı eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu, "Vaka sayıları da ölüm sayıları da gerçeği yansıtmıyor, bunu bu topraklarda yaşayan herkes biliyor" dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye'deki etkilerine değinen Kılıçdaroğlu, "Resmi rakamlara göre hayatını kaybeden kardeşimiz 6 bini aşkın. Bu rakamların çok daha fazla olduğunu ben de, siz de, doktorlar da biliyor. Ne olursa olsun bizler mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bir salgın var mı? Evet var. Nasıl mücadele edeceğiz? mantıkla, stratejiyle. Önce bulaşmayı engelleyeceksin. Önlemler alacaksın. İkinci konu; hastalık bulaştıysa tedavi edeceksin bu kadar basit. Şimdi yayılıyor virüs, hastaneler, yoğun bakımlar tıka basa dolu. Bu ülkenin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Biz çıktık, hiçbir politik söylemde bulunmadan çözüm önerileri sunduk. Bilim Kurulu çok güzel ama eksiği ne bir sözcüleri yok. Kendi aralarında çelişiyorlar. Bunu gördük."

'Sağlık Bakanı bütün güveni yitirdi'
Vaka sayılarındaki rakamlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, rakamların gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Biz bunları dedik, çıktık TV’lere tek tek anlattık. Hangi partiden, hangi inançtan olursa olsun bunu söylüyorum, muhalefet yapmamaya, doğru yolu göstermeye çalıştık. Bunun için vatandaşla buluştuk, dedik ki; 'Sorunu böyle çözersiniz.' Ama böyle olmadı. Sağlık Bakanı çıktı açıklama yaptı. Başlangıçta güven vermişti ama bütün güveni yitirdi. Cümle şu oldu; 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla' Cumhurbaşkanı doktor değil ki. Bilim Kurulu, siz doktorsunuz. Erdoğan ne talimatı veriyor size? Vaka sayıları da ölüm sayıları da gerçeği yansıtmıyor, bunu bu topraklarda yaşayan herkes biliyor."

'Türkiye bu buhrandan çıkamaz'

Türkiye'nin buhran içinde olduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Alınan önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirdik. Bu süreçte kim ne derse desin. Bütün sağlık çalışanlarına yürükten teşekkür etmek benim boynumun borcudur. Her vatandaş elini vicdanına koysun, düşünsün. 18 yıldır ülkeyi yöneten bir kişi 5 maskeyi dağıtamadılar. 5 maskeyi dağıtamayan bir iktidar, Türkiye bu buhrandan çıkaramaz. Uçak biletlerinde indirim dediler, sonra aynı Erdoğan çıktı, karar aldılar uçakla seyahat yasak. Böyle bir yönetim ülkenin sorunlarını çözebilir mi? Önce sorunu öğreneceksin ondan sonra oturup konuşacaksın. Sorunu yaşayanlardan bir dinle dedim; Nedir esnafın, sanayicinin sorunu, okulların, çiftçinin sorunu çağır kardeşim bunları. Topla bakanlarını de ki 'Türkiye ciddi bir sorunlar karşı karşıya, anlatın biz de anlatalım' oturun anlaşın, peki yaptın mı yapmadın. Saray’ın kibri buna izin vermedi. Bu mantıkla ülkeyi felakete sürüklersiniz."

'Bunlar yatsınlar, kalksınlar, CHP’li belediyelere dua etsinler'

CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir şey daha ifade edeyim. Bunlar yatsınlar, kalksınlar CHP’li belediyelere dua etsinler. Herkese hizmet götürdüler, yoksula el uzattılar, bütün engellemelere rağmen ülkenin dört bir yanına maske ulaştırdılar. Toplanan yardım paralarına el koydular. Bunların yatacak yerleri yok, böyle bir yönetim şekli olabilir mi? Bugün geldiğimiz nokta; 10 milyonu aşkın işsiz var, Cumhuriyet tarihi rekoru. Çöp konteynırlarından bugün on binler geçiniyor. Yemek, topluyorlar, kağıt topluyorlar. 18 yıldır bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Zeytinyağının, bebek mamasının üzerinde alarm var, çalınmasın diye. Bir vatandaş çocuk mamasını niye çalar? Çocuğu açtır da onun için. Türkiye'yi bu tabloyla karşı karşıya getiren kim? 18 yıldır bu ülkeyi yöneten kim? Cumhuriyet Halk Partisi mi? Özellikle milliyetçi vatandaşlarım, sarayın bekçiliğini yapanlara itibar etmeyin. Ekonomik buhran giderek derinleşiyor."

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı:

'Oda TV'ye karşı Erdoğan'ın özel bir alerjisi var'

"Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç yarın yargılanacak. Oda TV'ye karşı Erdoğan'ın özel bir alerjisi var. Çünkü milyonlarca kişi bu internet sitesinde bilgi alıyor. Haber konusunda haberin sunuşu konusunda Türkiye'nin en önemli sitelerinde biriydi. Oda TV'de yayınlanınca suç. Boşu boşuna hapiste yatıyorlar. Bir MİT mensubunun Libya'da şehit edilmesi elbette ki hepimizin yüreğini dağlar. Ama bunu ifşa eden başta Erdoğan'dır. Erdoğan'ın suçu sadece bununla mı sınırlı? Hayır. Devletin en mahrem bilgilerini kozmik odayı terör örgütüne açan Erdoğan'dır. Bilgilerin yabancı devletlere gitmesini sağlayan da Erdoğan'dır. Erdoğan'ın hiçbir suçu yok ama bir MİT mensubunun kimliği açıklandı diye gazeteciler hapiste. Olmaz böyle.

Verdiği her emri yapan RTÜK, Tele1'e 5 gün ekran karartma cezası verdi. İlk kez bir televizyon kararına 5 gün karartma cezası verildi. Gerçeklere tahammül edemiyorlar. Bunun için en iyisi ekranı karartalım. Kimin gücüyle? RTÜK'ün. Orada AK Partililer ve sarayın bekçiliğini yapan bir partinin taraftarları var. Onların aracılığıyla baskı kuruluyor. Aynı şekilde Osman Kavala. AİHM hak ihlali var diyor bu dosyada yine içerideler. Niye içeride? Erdoğan istedi diye. Selahattin Demirtaş. AİHM tutuklu siyasi tahliye edilmeli edilmeli diyor. Anayasa'ya göre de AİHM kararlarının iç hukuka göre üstünlüğü var. Ama Erdoğan diyor ki 'İçeride kalsın.' Sanıyor ki Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da 'ben ettim sen etme' diyecekler. Asla demezler."