1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Genel Sağlık Sigortası'nda düğüm çözülemiyor

Genel Sağlık Sigortası'nda düğüm çözülemiyor

Türkiye’de yaklaşık 5 milyon kişi sigorta prim borcunu ödeyemiyor. Her yıl milyonlarca kişi, temel sağlık hizmetlerinden yararlanmak için hükümetin düzenlemelerine bel bağlıyor

Genel Sağlık Sigortası'nda düğüm çözülemiyor

Türkiye’de sağlık sisteminde en çok tartışılan konulardan biri, Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve prim ödeme sistemi. Yaklaşık beş milyon kişinin sağlık sisteminin dışına itilme ihtimali ve borç ödeyememe sorununun kronik hale gelmesi, "GSS sistemi işlevli mi?" sorusunun masaya yatırılmasına neden oluyor.

GSS nereden çıktı, nasıl işliyor?

BAĞ-KUR, Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kurumlarının 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında birleşmesinden sonra, 5510 sayılı yasaya göre 1 Ekim 2008’de Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi yürürlüğe girdi. 1 Ocak 2012’den itibaren ise bu sistem zorunlu hale geldi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsi GSS’li oldu.

SGK’nın resmi sitesinde GSS sistemi tanıtılırken, "Kişilerin ekonomik gücüne ve isteğine bakılmaksızın toplumun bütün fertlerinin sağlık hizmetlerinden eşit, ulaşılabilir ve etkin bir şekilde faydalanması sağlanmıştır" ifadeleri yer alıyor. GSS sistemi, bu açıdan herkesin sağlık hizmetlerine erişimini eşit ve standart hale getirme gerekçesiyle kuruldu.

GSS sisteminde tüm vatandaşlar sağlık hizmetlerinden yararlanmak için sigorta primlerini ödemekle yükümlüler.

Sigortalı çalışanlar için prim ödemesi, işveren tarafından yapılıyor. Ancak herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, SGK’dan gelir ve aylık almayan, 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmayan, aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan vatandaşlar Genel Sağlık Sigortası primlerini kendileri ödüyor.

GSS prim borcunu ödeyemeyen kaç kişi var?

SGK Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı’nın 28.3.2018 tarihli demecinde prim borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 6 milyon 400 bin kişi olarak bildirildi. Aynı yıl hazırlanan SGK faaliyet raporunda ise 1 milyon 200 bin kişinin yapılandırma için müracaat ettiği belirtildi. Bu durumda primini ödeyemeyenlerin sayısının yaklaşık beş milyon kişi olduğu tahmin ediliyor.

Bu sayı, geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olduğu için sigorta primini ödemekle yükümlü olan fakat ödeyemeyenlerin sayısı. Türk Tabipler Birliği’nden (TTB) Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç’ın SGK verileriyle yaptığı araştırmaya göre prim ödeme yükümlülüğü olmayanlarla birlikte Türkiye’de 14 milyon 400 bin kişi sağlık hizmetlerine ulaşamayacak kadar yoksul.

Prim ödemesi mevcut ekonomik şartlarda milyonlarca kişi için ya imkansız hale geliyor ya da diğer temel harcamaların artmasından dolayı GSS primi ödemeye sıra gelmiyor. Böylece genel tabloda sigorta primini ödeyemeyenlerin sayısı artıyor.

Türk Tabipler Birliği’nin GSS prim borçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada da mevcut tıkanmanın başlıca nedeni, derinleşen yoksulluk, işsizlik ve ekonomik kriz olarak gösteriliyor.

Örneğin işsizlik rakamlarında yıllar içerisindeki artışa paralel olarak daha fazla kişi kendi sigorta primini ödemek zorunda kaldı. İşten çıkarılan bir kişi yeni bir iş bulamadığı ya da kendi primini ödeyemediği takdirde otomatik olarak her ay için prim borcu oluşuyor. Ve sağlık hizmeti alınabilmesi için sigortalının prim borcunun sıfır olması gerekiyor. Yeniden işe girmiş ve pirimlerini ödemeye başlamış olması durumunda dahi, geçmiş borçları nedeniyle yine sağlık hizmetinden yararlanamıyor.

Bir diğer örnek ise kamuoyunda "işsiz evlat vergisi" olarak anılan olgu. Örneğe göre, eğer çocuk işe girememişse, 18’ini bitirmiş, okumuyor ya da 25’ini geçmiş okulunu bitirememişse, her ay 90 TL sağlık primi ödemek zorunda. Anne ve baba, çocuğu için zorunlu Genel Sağlık Sigortası primini her ay devlete ödemek zorunda. Aksi takdirde çocuğu sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor.

Mevcut ekonomik şartlarda GSS sistemi içerisinde prim toplanamıyor ve bu nedenle milyonlarca kişi sağlık sisteminin dışına itilme riskiyle karşı karşıya. İstanbul Tabip Odası’ndan Dr. Süheyla Ağkoç’a göre bu tablo prim toplama sisteminin başarısız olduğunu ortaya koyuyor: "İnsanların buna ayıracak parası, enerjisi, takati yok. İnsanlar ekmek peşindeler."

Borçlar neden sürekli erteleniyor?

Yasaya göre GSS primini ödemeyenler, sağlık hizmetlerinden yararlanamaz. Ancak sayısı milyonlarla anılan "GSS borçlularının" sağlık sisteminden tamamen dışlanmasına karşı devlet geçici düzenlemeler yapmak zorunda kalıyor. Bunda hem toplumdaki tepkiler hem de meslek odalarının girişimleri etkili.

Son iki yılda GSS prim borçları üç kez ertelendi. Borcun ertelenmesi demek, borç nedeniyle sağlık hizmetine erişemeyecek olanların hastane kapılarından geçici bir süre daha geri çevrilmemesi demek. İşte bu yıl da 7 Ocak tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla, borçlar bir yıl daha ertelendi ve GSS borçlularının sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlandı.

Dr. Süheyla Ağkoç’a göre bu durum hem kalıcı bir çözüm sunmaktan uzak, hem de sosyal devlet uygulamalarının tam tersi niteliğe sahip: "Her yılın Aralık ayında insanlar yoksulluklarıyla, çaresizlikleriyle yine yüzleşiyorlar ve her sene onlara bunu yaşatıp 'müjde' diyerek bu adımı atıyorsunuz. Sağlığın herkese eşit, koşulsuz ve ücretsiz olarak sağlanması gerekiyor."

Kriz nasıl çözülebilir?

Meslek odalarının ve uzmanların GSS sistemine ve prim ödemelerine karşı çıkmalarının nedenlerinden biri, sağlık hizmetlerine erişimin tüm vatandaşların temel haklarından biri olarak sağlanması gerektiği. Borçların her sene yapılan düzenlemelerle ertelenmesi, köklü bir çözüm sunmaktan uzak olmakla eleştiriliyor.

Türk Tabipler Birliği’nin önerileri arasında temel sağlık hizmetlerinin herkese ücretsiz sağlanmasını ve GSS primi, ilave ücret, katılım payı ödemek gibi bütün uygulamaların kaldırılması var. Bu doğrultuda sağlık harcamalarının doğrudan devlet bütçesinden karşılanması gerektiği savunuluyor.

Sağlık alanındaki meslek örgütleri, herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan ve GSS prim borcunu ödeyemediği için sağlık hizmeti alamayan kişilerin sayısının azaltılmasının ancak bu şekilde mümkün olduğunu belirtiyor.(Engin Karaman - Deutsche Welle Türkçe)

Önceki ve Sonraki Haberler