Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı, bu uygulamanın sigortaya olan talebe nasıl yansıyacağını TRT Haber yayınında anlattı.
Salgının sigorta sektöründe önemli bir dönüşüm başlattığını söyleyen Obalı, şöyle devam etti:
"Son 1,5 yıla baktığımız zaman sigorta eğilimlerinde de ciddi anlamda değişimi gözlemliyoruz. Bunların en başında mal sigortaları daha çok ön plandaydı. Koronavirüs salgını canımızla ilgili konuları bize hatırlattı. Dolayısıyla bu çerçevede de sağlık sigortalarına ciddi bir teveccüh olduğunu görüyoruz. Özellikle kara araçları ve yangından sonraki en yüksek oran, sağlık sigortalarında yüzde 12'ydi. Bu gerçekten düzenli bir şekilde artış sergiliyor. Özellikle tamamlayıcı sağlık tarafı da yüzde 60'lara varan artış gösterdi. Bunda da pandeminin önemli etkisi var."
Sağlık sigortalarında kapsama alanının her geçen gün genişletildiğini vurgulayan Obalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni dönemin sağlık sigortalarında kapsamlar genişletiliyor. Bu sigorta şirketlerinin yeni döneme adapte olmaya çalıştığını görüyoruz. Bunların en başında da uzaktan doktor muayenesi, sağlık kontrollerinin yapılması ya da teşhislerin belirlenmesi sağlık sigortası kapsamına alındı. Ya da PCR ve antikor testlerinin belli ölçüler ve sınırlar çerçevesinde poliçelerin içine dahil edilmesi gibi. Bunu rekabet perspektifinde baktığımız zaman bazı şirketlerimizin farklı poliçe modellerinde uyguladıklarını görüyoruz. Bu durum sağlık sigortası tercihinde önemli bir rol oymamaya başlayacak."
Poliçeyi yaptıranlara ne gibi faydalar sağlar?
Özgür Obalı, bu hizmetin sağlık sigortası yaptıracak kişilere önemli kazanımlar sağlayacağını da belirterek, "Bu tür hizmetler poliçeyi yaptıranlara yönelik tercih sebebi olacaktır. Sonuçta PCR testine ihtiyaç duymayı hiçbirimiz istemeyiz ancak sigortanın sadece tazminat tarafındaki rolünü dikkate almazsak eğer sigortanın bir de önleyici rolü de var. Bu önleyici rol çerçevesinde de testlerin sonraki tedavi süreçlerine ışık tutması açısında dahil edilmesi faydalı olabilecektir" dedi.