EMEL YİĞİT- Artan maliyetler, enflasyon, tüketicinin alım gücünün düşmesi... Pek çok sektörde olduğu gibi sigorta da olumsuz ekonomik gelişmelere duyarlı bir sektör. Hatta sigorta bu yılın da en çok konuşulan sektörlerinden... Hangi açıdan mı? Elbette kasko ve trafik sigortalarındaki olağanüstü artışlardan.
Şu sıralar şirketler olumsuzlukları bertaraf edip yeni ekonomik koşullara uyum sağlama çabasında... Sektörün büyükleri koşullara uygun fiyat politikalarıyla kendilerini korumaya alırken yeni ürünler, yeni hizmetlerle müşterilerini kaybetmemeye çalışıyor. Bu çabaların sonuçlarını yılsonunda bilançolarda göreceğiz. Diğer yandan böylesi bir ortamda “ben de varım” diyen bir şirket de görüyoruz. Üstelik özel bir konumu var bu şirketin; acenteler tarafından kurulmuş olması... AcnTurk Sigorta’dan bahsediyoruz.
Her ne kadar dijitalleşmenin acenteleri bir kenara atacağı, acentelerin öneminin giderek azalacağı gibi yorumlar yapılsa da özellikle bizim gibi insan ilişkilerinin ön planda olduğu ülkelerde acentelerin papucunun dama atılması imkansız görünüyor. Birkaç sebebi var; ilki ve en önemlisi başı sıkışan sigortalının önce acentesini araması, işlerini genel merkezden değil acente vasıtasıyla daha çabuk halledebilmesi... Acentelerin şirketi olarak kurulan AcnTurk Sigorta da bu açıdan farklılaşıyor.
300’e yakın acente biraraya gelerek bir yatırım şirketi oluşturdu, bu yatırım şirketi de AcnTurk Sigorta’yı kurdu. Şirket, haziran ayında Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu SEDDK'dan faaliyet ruhsatını aldı. AcnTurk Sigorta Genel Müdürü Murat Dişçi sektörde deneyimli bir isim. Kendisiyle SFS Yazılım’ın “Geleceğin Sigorta Trendleri ve Insuretech” odaklı sohbet buluşmalarında biraraya geldik. “Acentelerin inisiyatif gösterdiği bir şirketiz, iki üç kuşak acente olanlar var aramızda” diye söze başlıyor Murat Dişçi. AcnTurk Sigorta olarak sigorta şirketlerinin eksikliklerini kapatarak satış yapacaklarını, fark yaratmak istedikleri konular olduğunu söylüyor. “Danışma kurullarımıza gelen geri bildirimler var. Hizmete odaklanmak bizim abc’mizin a’sı. Hizmetin derinleştirilmesi konusunda teknolojiyi sonuna kadar kullanacağız. Ama acentesiz bir sigortacılığa inanmıyoruz” diyor.
“Küçük punto algısını kırmak istiyoruz”
Şirket küçük punto algısını kırmak istiyor. Hani şu kimsenin okumadığı sözleşmelerdeki küçük puntolarla yazılan şartlar... İhtiyaç anında müşterinin “ama sizin sözleşmenizde böyle bir madde var, okumalıydınız” diye karşısına çıkarılan küçük puntolu maddeler. İşte bunun yarattığı güvensizliği ortadan kaldırma iddiasında AcnTurk.
Birkaç aya kadar ürünleri müşterileriyle tanıştıracaklarını söylüyor Dişçi. Diğer şirketler arasında değil, kendi ürün ve fiyatlandırma modelleriyle sigortacılıkta fark yaratmaları gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “25-30 yıl sene öncesinin hizmet protokolleriyle iş yaparsanız 2022’yi yönetemeziniz”.
Şirket trafik ve hayat dışı branşlarda faaliyet gösterecek. Trafik için de ruhsat başvurusu yapılmış ancak Dişçi, “yükümlülükleri karşılamamıza rağmen trafikte ruhsat çıkmadı” diyor. Trafik sigortasının toplumun rahatı için en önemli sigorta olduğunu kaydeden Dişçi, bu alanın iyi yönetilmesi, ihtiyaçlara göre sürekli revize edilmesi ve kamu ile büyük oyuncular tarafından düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Patent dönemi başlıyor
Şirket, piyasaya sunacağı yenilikçi konseptlerin hepsinin patentini alıyor. Dişçi sayı vermiyor ama epey patent aldıklarını söylüyor: “Bizim sektörde kopyacılık var. Etki alanı yüksek bir şirket gelir sizin fikrinizi alır uygular. Siz fikir üreten firma olarak seyredersiniz. Biz acentelerin şirketi olarak bütün konseptleri patentiyoruz. Epey patentimiz var. Bunu fikrimizi kullananı dava etmek için değil, acentelerin katkısını tescillemek için yapıyoruz”. “Biz başka bir modeldeyiz. Sigorta bir hizmet modelidir. Yerel piyasaya yatırım yapmak zorundasınız” diye de ekliyor.
Sektörde yaşanan sıkıntılardan biri bazı hizmetlerde yaşanan aksamalar. Örneğin çekici ve araç tahsisi gibi konularda müşteriler hemen hizmet alamıyor. Dişçi “ana iş taşerona verilmez” diyor,
“Siz neyi ana iş olarak görüyorsunuz o önemli. Bazı şirketler için araç çekilmesi ana iş değildir ama benim için ana iştir. Çünkü müşteriyle temasa geçtiğim andır. Ben müşterimi kimseye emanet etmiyorum. Avrupa’dan en büyük farkımız şu; orada hasar anında sigorta şirketiyle temasa geçtiğinizde olaylar kendi kendine akar. Bizde 25-30 sene öncesinde olduğu gibi konu bir türlü akmaz. Anlattıklarımı birkaç ay içinde realize edemeyebiliriz ama bizim yolumuz bu”.