Sompo Japan, dünya çapında 32 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu 32 ülke arasında gerek bileşik rasyo, gerekse operasyonel verimlilik açısından birinci sırada yer alan Sompo Japan Sigorta Türkiye; sermayedarının ona duyduğu güven ile ilerleyen süreçte inorganik büyüme için fırsat kolluyor.
Sompo Japan Grubu Türkiye ekonomisine güveniyor…
Sompo Japan Sigorta’nın 2018 yılı performansını değerlendiren ve 2019 yılı öngörülerini paylaşan Genel Müdür Recai Dalaş, “Tüm Sompo Grubu içerisinde takdir edilen tarife metodolojimiz ve güçlü kurum kültürümüz ile son 10 yılda sektörün en hızlı büyüyen ve en çok kâr eden şirketi olduk. Geçtiğimiz yıl 2,3 milyar TL prim ürettik, bu yıl ise ilk 7 ayda yüzde 23 artışla 1,4 milyar TL’lik prime ulaştık. Yılsonu net kâr beklentimiz 300 milyon TL. Gerçekleştirdiği gerek bileşik rasyo, gerekse operasyonel verimlilik açısından Sompo Grubu içerisinde Türkiye, birinci sırada yer alıyor. Sermayedarlarımız ise Türkiye’yi küresel yatırımlarda öne çıkan bir ülke olarak görüyor ve ülke ekonomisine güveniyor. Bu sebeple Sompo Japan Sigorta olarak ilerleyen süreçte inorganik büyüme için fırsat kolluyor ve Türkiye’de büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
Sompo Japan Sigorta’nın sektörün lokomotifi sayılan motor branşlarında kaskodaki önde gelen oyuncu rolünü önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi hedeflediğinin altını çizen Recai Dalaş, “2019 vizyon ve iş planlamalarımız baktığımızda büyümenin sadece finansal verilerde değil şirketin her kademesinde gözlemlendiğini görüyoruz. 2019 yılında tüm branşlarda yine sektörün en kârlı şirketlerinden olacağız” diye konuştu.
“Sektörde sermaye yetersizlik sorunu var”
Sektörde sermaye yetersizlik sorunu olduğunu vurgulayan Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş “Özellikle, bu sorunu yaşayan küçük ve orta ölçekli şirketlerin döviz artışından önce nispeten düşük primlerle içeri aldıkları poliçelerdeki hasar maliyetlerinin aşırı artışını tolere etmede önemli güçlükler yaşayabileceğini öngörüyoruz. Özellikle trafik branşında tavan primin altında satılan poliçelerin 2019 ve sonrasında şirketlerin mali yeterliliklerini tehdit edecek boyutta riskler doğurabileceğini düşünüyoruz. Bu şirketlere ilişkin ortaya çıkabilecek olası önemli risklerin gerçekleşmemesi için bilhassa sermaye yeterlilikleri yazım riski açısından çok daha sıkı denetlenmesi gerekiyor” dedi.