Hürriyet yazarı Noyan Doğan'ın yaşanan son gelişmeyi şu satırlarla kaleme aldı:
Bu karar yıllardır süren, hatta binlerce kişinin mağduriyetine neden olan tartışmaya yeni bir boyut ekledi. Tartışmanın konusu da trafik kazalarında sağlık giderleri trafik sigortasından mı karşılanır; sakat kalanların ömür boyu bakıcı masrafını kim öder?
SİGORTA ÖDEMEZ
Aslında, trafik kazalarında sağlık giderini kimin karşılayacağının pek de tartışılacak tarafı kalmadı ama çoğu kişi bilmediğinden halen bu konuda belirsizlik sürüyor. On yıl öncesine kadar trafik kazalarında tedavi giderleri trafik sigortası kapsamında sigorta şirketleri tarafından karşılanıyordu. 2011’de yapılan bir düzenleme ile trafik kazalarında tüm tedavi masraflarını Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılamaya başladı. Sigorta şirketlerine de topladıkları trafik sigortası primlerinden yüzde 10 payı SGK’ya aktarma zorunluluğu getirildi. Böylece sigortacıların trafik kazalarındaki tedavi masraflarını ödeme sorumluluğu ortadan kalktı.
Peki, sigortacıların sorumluluğu kalmamışsa biz on yıldır neyi tartışıyoruz? Bugün trafik kazası geçirip de özel bir hastanenin aciline kaldırılırsanız; SGK, sağlık giderlerini kendi belirlediği rakamlar üzerinden -ki, buna kısa adı SUT olan Sağlık Uygulama Tebliği deniyor- ödüyor. SGK’nın ödediğinin üzeri için de özel hastane vatandaşa bir fatura çıkartıyor. Vatandaş da, ‘trafik sigortası var, ben niye cebimden para ödüyorum?’ diyerek, sigorta şirketinden tedavi giderini talep ediyor. Sigorta şirketi de, ‘trafik kazalarında sağlık gideri sorumluluğumuz artık yok, SGK’dan iste, ödemem’ diyor. İş uzuyor, mahkemeye gidiyor. Sonuçta kimi mahkeme davacı vatandaşı, kimi mahkeme de sigorta şirketini haklı buluyor.
Sigorta şirketleri düne kadar trafik sigortasının tedavi teminatı kapsamında geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, protez gibi giderleri karşılarken, bugün bu giderler karşılanmıyor; protez giderleri de yine SUT üzerinden ödeniyor. Oysa, sigorta şirketleri, trafik sigortası primlerini SGK’ya aktarırken SUT üzerinden hesap yapıp aktarmıyor. İşte yıllardır süren tartışma bu. Çözümü var mı; yok. Açıkçası, SGK’nın, sigorta primlerinden aldığı payın ne kadarını trafik kazalarında tedavi gideri olarak ödediğini ben şahsen merak ediyorum.
Şimdi, Yargıtay’ın kararı ile bu tartışmaya bir yenisi daha eklendi; o da, bakıcı masrafı gideri. Sigortacıların tezi şu: Trafik kazasında tedavi gören kişinin bakıcı gideri tedavinin bir parçasıdır, dolayısıyla bu gideri SGK ödemelidir, çünkü bizim SGK’ya aktardığımız payın içinde bakıcı gideri de var. Tedavi sonrası kaza mağduru kişi kalıcı sakat hale gelirse, trafik sigortasından limitler dahilinde 430 bin liraya kadar sakatlık tazminatı ödeniyor ve trafik sigortasının şartlarına göre de bu tazminatın içinde bakıcı gideri de var. Dolayısıyla kalıcı sakatlık halinde tazminatın dışında ayrıca bir bakıcı gideri ya da bir başka gider trafik sigortasından ödenmez.
Peki, bundan sonra ne olacak? Bundan sonra sağlık giderinde olduğu gibi sürekli sakatlıkta bakıcı giderinde de belirsizlik sürecek. Vatandaş sigorta şirketine başvuracak, sigorta şirketi ‘sigorta şartlarına göre ödeyemem, tazminatın içinde zaten var’ diyecek. Vatandaş mahkemeye gidecek, kimi mahkeme vatandaşı haklı bulacak, kimi sigorta şirketini. Oysa kesin bir düzenleme yapılıp hem sağlık gideri hem de bu bakıcı gideri konusuna kesin çözüm getirilse ne vatandaş ne de sigorta şirketi mağdur olmayacak; taraflar mahkemelerle, davalarla uğraşmayacak.