Microsoft’un yıllık bazda açıkladığı Çalışma Trendleri Endeksi’ne göre çalışanların işten beklentisi değişirken; çevrimiçi olarak geçen sürenin dijital yorgunluğa yol açması, hibrit çalışmada ofisin rolünün belirsizleşmesi ve verimlilik kavramının yeniden tanımlanması gibi konular gündemdeki ağırlığını artırıyor. Endeksten elde edilen sonuçlar ışığında yeni hibrit çalışma modelinde 4 temel veri dikkat çekiyor. Buna göre çalışanlar kendilerini iyi hissetmeye artık işten daha fazla önem veriyor; yöneticiler çalışanlarının beklentilerini anlamakta yetersiz kalıyor; şirketler hibrit çalışma düzeniyle uyumlu yeni takım çalışması modellerine ihtiyaç duyuyor ve esnek çalışma dijital yorgunluğu artırıyor.
Microsoft’un Çalışma Trendleri Endeksi, binlerce kişiden alınan görüşlerin Microsoft 365 üzerinden elde edilen trilyonlarca üretkenlik sinyaliyle ve LinkedIn’de yükselen çalışma trendleriyle bir arada değerlendirilmesi sonucunda oluşturuluyor. Endeksten elde edilen bulgular, hibrit çalışma düzeniyle birlikte başlayan belirsizlik döneminde işletmeler için yol gösterici nitelik taşıyor. Endeksin sonuçlarıyla ilgili görüşlerini paylaşan Microsoft Genel Müdürü Levent Özbilgin, “Artık hiçbirimiz 2020’nin başında, yani pandemi öncesinde evinden işine, işinden evine giden insanlar değiliz. Türkiye’deki çalışanlar da beklentilerinin karşılanmadığı noktada kendilerinin işten ne beklediğini sorgulamaya başlıyorlar. Stabil olmayan bu ekonomik ortamda organizasyonların baş etmesi gereken en büyük zorluklardan biri de ticari başarı hedefini gözden çıkarmadan değişen çalışan beklentilerine adapte olmak” dedi. Özbilgin sözlerine şöyle devam etti: “İşletmelerin hibrit çalışmaya geçişi büyümeyi kolaylaştıracak bir fırsat olarak ele almaları gerekiyor. Benzer şekilde başarılı liderler de esnekliği ve çalışan iyiliğini önceliklendiren bir kültür yaratmak için uğraşıyor. Tüm bu çabaların, çalışanı mutlu etmenin ötesinde işletmelere rekabet avantajı kazandırdığını ve uzun vadede büyümeyi desteklediğini unutmamak gerekiyor”.
Bireysel sağlık ve iyilik değer kazanıyor
Endeksten elde edilen en önemli bulguların başında değişen çalışan yaklaşımı geliyor. Çalışanlar, pandemi öncesine göre bireysel sağlıklarına ve iyiliklerine işlerinden daha fazla değer veriyorlar. Türkiye de, çalışanların yüzde 50’sinin günlük streslerinin çok yüksek olduğunu belirttiği bir bölgede yer alıyor. Daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurmaya çalışan Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi çalışanlarının yarısından fazlası 2022’de yeni bir iş arayışını önceliklendirebileceğini belirtiyor.
Çalışanların aklındaki o soru: Ofise gittiğimize değiyor mu?
Yöneticilerin de kendi görevleri ve çalışanların beklentileri arasında bocaladığı görülüyor. Çalışanlarla yakın teması kaybettiklerine inanan yöneticiler, ekiplere yardım edebilecek güçte de olmadıklarını düşünüyorlar. Türkiye’de faaliyet gösteren çalışanların büyük bir çoğunluğu hibrit çalışma modelini benimsemiş olsa da, Microsoft Çalışma Endeksi çalışanların ofise neden ve ne zaman gitmeleri gerektiği konusunda çok emin olmadıklarını ortaya koyuyor. Öte yandan ofise gidip gelmek için harcanan sürenin gereksiz olduğunu ve bu süreyi ailesiyle kaliteli zaman geçirmek için kullanmayı tercih edeceklerini ifade eden çalışanların sayısı da oldukça fazla. Bu noktada liderler ofisin rolünü yeniden tanımlayarak ofise neden, ne zaman ve ne sıklıkta gidileceğiyle ilgili net bir açıklama yapmanın zorluğuyla yüz yüze geliyor. Endekse göre takım çalışmasına yeni normlar getirmeyi başaran şirketlerin sayısı çok az.
Yaratılan etki harcanan mesaiden daha önemli
Esnek çalışmaya geçişten sonra verimliliğin pandemi öncesiyle aynı seviyede kaldığı veya arttığı bilinse de iş-yaşam dengesinin bozulmaması için ekstra önlem alınması gerekiyor; aksi takdirde esnek çalışma, dijital yorgunluğu artırıyor. Ortalama bir Teams kullanıcısının mesai sonrası ve hafta sonu çalışmaları geçtiğimiz iki senelik süreçte gözle görülür ölçüde artmış durumda. Şubat 2020’den bu yana, Teams kullanıcılarının haftalık toplantı saatlerinde yüzde 252’ye varan bir artış kaydediliyor. Verimliliğin ölçümüne ilişkin görüşler değişirken, çalışanlar da bu tablonun tersine çevrilebilmesi için liderlerin etkiyi aktivitenin önünde tutmaya başlaması gerektiğine inanıyor.