Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon'un, Finansal Refah (Financial Wellbeing) Çalışan Anketi'ne göre:
- Çalışanların finansal refahını etkileyen zorlukların başında borçlar geliyor.
- Her üç çalışandan birinin her ay ödeyemediği bir kredi kartı borcu bulunuyor.
- Çalışanların yarısı ise yeterince birikim yapamadıklarından şikayet ediyor.
Finansal endişeler, çalışan refahının önündeki engellerden biri olarak görülüyor
Finansal Refah Çalışan Anketi'ne dair görüşlerini paylaşan Aon Türkiye Sağlık ve Yan Haklardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Sinem Yalçın şunları söyledi: “Dünya genelinde ev almanın zorlaşması, gençleri uzun süre etkileyen öğrenim kredisi borçları gibi etkenlerle koşulların sürekli değişmesi sonucu yönetilemeyen stresin, çalışanların verimliliği, devamsızlığı ve iş gücüne katılımı üzerindeki negatif etkisi, gün geçtikçe daha da artıyor. Yapılan çalışmalara göre bu durum şirketlerin finansal refahı geliştirmeyi hedefleyen programlara öncelik vermesini sağlıyor.”
Araştırmada yetersiz finansal refah düzeyinin, işyerinde verimliliği azaltabilecek olumsuz bir etkiye neden olabileceği vurgulanıyor. Çalışanların, finansal refahı sağlamak için daha fazla yardım ve tavsiyeye ihtiyaç duyduğu görülüyor. Bu noktada geniş bir çözüm ve iletişim metodolojisi sunan programların çalışanların güvenli bir şekilde finansal refaha ulaşmalarına yardımcı olabileceği öngörüsü de araştırma bulgularında yer buluyor.
Öte yandan Hem refah hem de finansal refah anlayışı ve bu doğrultuda geliştirilen stratejiler birçok global şirkette yerleşiyor ve büyüyor: Katılımcı şirketlerin sadece yüzde 14'ü finansal refah stratejisine sahip olduğunu rapor ederken, yüzde 34'ü sadece bir refah stratejisi olduğunu ortaya koydu. İşverenlerin yüzde 77'si ise finansal refahın önümüzdeki üç yıl içerisinde şirketler için daha büyük öneme sahip olacağını düşünüyor.
Finansal refahı sağlamak için sağlık harcamalarını kontrol etmek öncelikli hedef
Aon'un Global Finansal Refah Araştırmasına göre zorlaşan ekonomik koşulların başında sağlık harcamaları geliyor. Günümüz şartlarında tedavi süreçleri tüm dünyada maliyetli hale gelirken, uzun vadeli tıbbi maliyet artışlarıyla sonuçlanan kronik durumlara da yol açıyor. Çalışanlar, hem kendilerinin hem de ailelerinin sağlık ve refah seviyesini korumak ve kronik sağlık giderlerini daha iyi yönetmek ihtiyacı içindeler. Araştırmaya göre işverenlerin, çalışanları bu süreçte motive ederek, kilit bir rol oynayabileceği belirtiliyor.
Daha uzun bir yaşam beklentisi, kadınlar için daha büyük bir mali yük yaratıyor
18 trilyon dolarlık tahmini küresel harcama gücü ile kadınlar günümüz ekonomisinde giderek daha güçlü bir kuvvet haline geliyor. Aon'un Finansal Refah (Wellbeing) Çalışan Anketi'ne göre kadınların yalnızca üçte biri kendilerine bir emeklilik tasarrufu hedefi belirliyor. Bununla birlikte hedefi olanların üçte ikisi uzun vadeli ihtiyaçlar için yeterince tasarruf sağladıklarını düşünüyor.