Türkiye'de yeni bir ilaç krizi kapıda olabilir. Türkiye Eczacılar Birliği'nin geçen hafta yaptığı açıklamaya göre Sosyal Güvenlik Kurumu, yaklaşık 130 ilacı geri ödeme listesinden çıkarmayı düşünüyor. Eşdeğer ilaca Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ödediği farkın da yüzde 10’dan yüzde 5’e çekileceğini belirten TEB, "İlaca erişim temel bir haktır. Kabul etmiyoruz, onaylamıyoruz” diyor. Henüz resmi bir açıklama yapılmadı, ancak eczacı odalarının verdiği bilgiye göre TEB erken davranıp kamuoyuna duyurduğu için SGK, bu hamlesini şimdilik erteledi. Ama 130 ilacı birden ödeme kapsamından çıkarmak yerine, zamana yayarak birkaç ay içinde aşama aşama çıkarılacağı belirtiliyor.
Bir ilacın geri ödeme listesinden çıkarılması, sosyal güvencesi olan hastaların bile ilaç parasını cebinden ödemesi anlamına geliyor. Çalışan ya da emekli, hekimin yazdığı reçetedeki ilacı almak için eczaneye gittiğinde neyle karşılaşacağı belli değil. Sık sık değişen oranlardaki hasta katılım payını ödeyerek de ilacını alabilir, tamamını ödemek zorunda da kalabilir. Hangi ilaçlar geri ödeme kapsamında, hangileri değil kimse bilmiyor. Çünkü listeler sürekli değişiyor. Eczacı, hastanın kimlik numarasını sisteme girdiğinde reçeteye ulaşıyor ve ilacın listede olup olmadığını görüyor. Çoğu kez, yıllardır kullandığı ilacın sigorta kapsamından çıktığını öğrenen hastanın ilk tepkisi de eczacıya oluyor.
"Hastaya etken madde yazılsın"
Kırk yıllık eczacı Hüseyin Eryılmaz, hastaya durumu izah ettiklerini söyleyerek "Bazen kızıp ilacı almadan gidenler oluyor. Bazen de sinirli bir şekilde parasını ödeyip alıyor, o zaman da biz üzülüyoruz” diyor. Hastaların “Primimi ödüyorum, sigorta neden karşılamıyor?” diye haklı olarak tepki gösterdiğini anlatan Eryılmaz, eğer varsa muadili olan ilaçları önerdiklerini söylüyor. Ancak genellikle hasta alıştığı ilacı istiyor.
Eczacı Muammer Bekar, reçeteye ilaç adı yerine etken madde yazılsa yaşanan sıkıntının yüzde 50 azalacağını söylüyor. Geri ödeme kapsamından çıkarılan bazı ilaçların muadilinin de olmadığını hatırlatan Bekar, esas mağduriyetin burada ortaya çıktığını söylüyor.
Eczacı Zeki Cansu, uzun süreli kullanılan ilaçlar için raporda etken madde yazdığını belirterek böyle olunca hastaya durumu açıklamak ve ikna etmenin daha kolay olduğunu söylüyor. Ancak Cansu muadili olmayan, örneğin yeni doğan bebek ve ergenlik dönemindeki çocuklar için kullanılan alerji ilaçlarında ciddi sıkıntılar yaşandığını da sözlerine ekliyor.
"Mantıklı bir açıklama yapılmadı"
Bedeli ödenecek ilaçlar listesi, zaman zaman SGK tarafından yayınlanan Sağlık Uygulama Tebliği’yle duyuruluyor ve aynı anda sisteme giriyor. Listelerin nasıl oluşturulduğu ise belirsiz. “Bir gün uyandık, bazı ilaçlar ödemeden çıkarılmış” diyen İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Nedenini sorduk, mantıklı bir açıklaması bize bugüne kadar yapılmadı” diyor. Sağlıkta Dönüşüm Programı başladığından beri finansman sıkıntısı yaşandıkça bazı ilaçlar ödeme kapsamından çıkarılıyor. Aralarında öksürük şurupları, grip ilaçları, ağrı kesiciler, eklem içi sıvı azaldığında yapılan iğnelerin de olduğu pek çok ilaç artık kurum tarafından ödenmiyor.
Sayılkan’a göre Sağlık Bakanlığı’nın belirleyici, net bir politikası ve kurum üzerinde etkisi yok. SGK dilediği ilacı ödüyor, dilediğini ödeme kapsamından çıkarıyor veya bariyerler koyuyor. Örneğin, “Nöroloji uzmanı yazarsa öderim” diyor. Ya da endkrinoloji uzmanı, psikiyatrist. Ancak her zaman her yerde uzman bulmak mümkün değil. Türkiye’nin birçok ilinde bile yokken, ilçelerde bir hastanın endokrinolog bulup ilaç yazdırması imkânsız.
“2005’ten sonra Türkiye’de sağlığın patronu SGK oldu” diyen Sayılkan’a göre SGK, maliyeci, muhasebeci mantığıyla “Nasıl kâr ederiz?” diye bakıyor: “Bizi zaten masaya oturtmuyorlar ama Sağlık Bakanlığı’yla birlikte yol almak zorundalar.”
Ödeme kapsamından çıkınca fiyat yükseliyor
SGK, tüketilen ilacın yüzde 90’ını satın alan kurum. Bu nedenle yüzde 11 ile 40 arasında indirim sağlayabiliyor. Ödeme kapsamından çıkan ilacın fiyatı ise hemen yükseliyor, bu da doğrudan hastaya yansıyor. Alım gücü olmadığı için sıkıntı başlıyor. Satışı düşen firma da sık sık zam talebinde bulunuyor.
Öte yandan hasta, cebinden ödememek için her zaman kullandığı ucuz ilaç yerine geri ödemesi yapılan daha pahalı muadilini yazdırmaya başlıyor. Yani SGK tasarruf etmek isterken daha fazla ödemek durumunda kalıyor.
Reçetesiz ilaç satışına hazırlık
Eczacıların dikkat çektiği bir başka konu ise reçetesiz ilaç satışı. Bazı ilaçların eczane harici, örneğin zincir marketlerde satışının önünü açmak için hazırlık yapıldığı belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı’nın birkaç yıl önce böyle bir girişimi olmuş, fakat proje rafa kaldırılmıştı. Şimdi yeniden gündeme geldiği ve vitamin grubundan başlayarak bazı ilaçların market veya mağazalarda reçetesiz satılacağı dile getiriliyor. Eczacılar, sağlığı riske atacak bu girişime karşı çıkıyor.
Kur ayarlaması 20 Şubat’ta
Türkiye’de ilaç fiyatlarını belirleyen kur ayarlaması her yıl şubat ayında yapılıyor. Bu nedenle Aralık ayından başlayarak Şubat sonuna kadar pek çok ilacın piyasada bulunmaması sorunu yaşanıyor. Geçen yıl euro kuru 3.40 TL olarak belirlenmiş ve buna göre fiyatlandırılmıştı. Bu yıl 20 Şubat’ta yapılacağı belirtilen kur ayarlamasının 3.85 TL üzerinden olacağı tahmin ediliyor. Sektör temsilcileri, reel kurun yarısına denk gelen fiyat nedeniyle yeni nesil ilaçların büyük bir kısmının Türkiye’ye gelmediğini, gelmek istemediğini ifade ediyor. Bu nedenle başta kanser ilaçları olmak üzere birçok ilacın yurtdışından temin edilmek zorunda kalındığı hatırlatılıyor. Acil durumlarda SGK’nın ithal ilaç birimi devreye giriyor. Ancak bunu kullanmak da hiç kolay değil. İstenen belgeleri temin edip başvuru yapmak, sonucunu takip etmek gerekiyor. Özellikle yaşlı hastalar için bu prosedürleri tamamlamak çok zor. Teknolojiyi iyi kullanan bir yakını varsa ve bu iş için mesai harcayıp uğraşırsa, 15 gün içinde yurtdışından ilaç getirtebiliyor.(Emine Algan Deutsche Welle Türkçe)