Avrupa'da sigorta şirketlerine ait fon grupları tarafından yönetilen yatırımların payı son on yılda neredeyse üçte bir oranında düştü. Geleneksel olarak ana şirketlerin yönetimi altında işletilen fonlar bağımsız rakiplerinin baskısı altında kaldı.
Haber7'nin haberine göre danışmanlık şirketi Oliver Wyman'ın verilerine göre, sigorta şirketlerinin yöneticisi olduğu fonlar 2010 yılında sektörün yüzde 20’sine hakimken 2020 yılında ise bu oranın yaklaşık yüzde 14'ü oluşturdular. Financial Times’ın haberine göre sigorta fonlarının hakimiyetindeki bu düşüş en büyük şirketler tarafından yönetilen servet havuzunun bu dönemde 25,9 trilyon eurodan 67,5 trilyon euroya yükselmesiyle gerçekleşti.
Avrupa'daki sigorta şirketlerinin yatırım yapmaya hazır için 10 trilyon eurodan fazla varlığı bulunuyor. Bu rakam fon yöneticileri için geniş bir sermaye havuzunu temsil ediyor. Axa ve Aviva gibi sigorta firmalarının yatırım birimleri ana şirketlerin fon yöneticileri olarak hizmet veriyor ve bu şirketlere istikrarlı bir taban ve garantili fon girişleri sağlıyor.
Bununla birlikte, son yıllarda sürekli olarak düşen faiz oranları, sigorta firmalarını getiri arayışına itti. Sigorta şirketleri dış kaynaklarda daha fazla fon yönetebilmek için bağımsız fon yönetim gruplarına ihtiyaç duydu.
Bağımsız fon yöneticileri sigorta fon yöneticilerine genellikle daha geniş yelpazede varlık yönetimi yapabilir ve geleneksel olarak sabit gelir yatırımları gibi yatırımlara odaklanmak yerine gayrimenkul veya kurumsal tahvil piyasası gibi pazarlardan getiri sağlayabilir. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre ana sigorta şirketleri tarafından dış kaynakların tercih edilmesiyle birlikte sigorta şirketlerine bağlı fonlar sektörde şiddetli bir rekabetle karşı karşıya kaldılar ve bu da söz konusu şirketlerin müşteri kazanmasını zorlaştırdı.
Oliver Wyman'ın ortaklarından Julia Hobart, "İşler gerçekten değişti ve bu gidişat artık geriye çevrilemeyebilir. Bu işletmeler şu an için değerli ancak gelecekte değersiz hale gelebilirler" uyarısında bulundu.
Sigorta şirketlerinin fon işletmeleri tarafında değişiklikler yapılmazsa, yeni müşteriler kazanmaları çok daha zorlaşabilir veya ana şirketlerinin bilançosunu yönetmeye daha fazla odaklanmak zorunda kalabilirler. Hobert bu şirketlerin daha fazla küçülebileceğini, daha kârsız hale gelebileceğini ve yeterince kaynak bulamadıklarından ana şirketleri için dahi iş yapamaz hale gelebileceklerini sözlerine ekledi.
Sigorta şirketlerinin yatırım fonu birimleri ve ana şirketler arasındaki karşılıklı bağımlılık derecesi oldukça değişkendir. Legal & Genaral firmasının varlıklarının sadece yüzde 10’luk kısmı şirket içerisinde. Alman Allianz grubundaki varlıklarınsa yüzde 30’u şirket içinde yönetiliyor. Buna karşılık, Aviva Investors tarafından denetlenen paranın yüzde 70'inden fazlası ana şirketi aracılığıyla karşılanıyor.
Dünya çapındaki varlık yöneticileri, büyüyen pasif yatırım pazarından alınan ücretler nedeniyle rekabet baskısı altında kalıyor. Aynı anda hem bağımsız bir iş kurmaya çalışırken hem de en büyük müşterileri olan sigorta şirketlerine hizmet etmeye çalışan sigorta fonları kaynakları olması gerekenden daha uzun süre tutabilir ve bağımsız rakiplerine kıyasla daha az dinamik kalabilir.
Mali denetim şirketi EY'nin ortaklarından Richard Gray konuyla ilgili açıklamasında, "Bu işletmelerden elde edilen en yüksek kazanç ve büyüme, yetenek için en yüksek bedeli ödeyen ve alternatif varlık segmentlerini büyütmek için altyapı sağlama yeteneğine sahip bu büyük çok varlıklı özel sermaye firmalarından bazılarında olacaktır” dedi. Gray büyük organizasyonların bu rekabette yer alması ihtimalinden şüphe ettiğini sözlerine ekledi.