Parmak izi, ses ve yüz tanıma gibi yöntemleri kapsayan teknolojiler, kullanıcıların fiziksel erişimini gerektirdiği için hackerler tarafından da daha az ilgi görüyor. 2025 yılına kadar 1,4 milyar kullanıcıya ulaşacağı tahmin edilen biyometrik teknolojiler, geleneksel kimlik doğrulama yöntemlerine kıyasla çok daha güvenli olmasıyla gelecek için büyük potansiyele sahip. Kişisel verilerin korunması için kimlik doğrulama yöntemlerinin ilk güvenlik adımlarından biri olduğunu aktaran Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, gelecekte biyometrik yöntemlerin parolaların yerini alacağının öngörüldüğünü aktarıyor.
Geleneksel yerine biyometrik teknolojiler
Güvenli bir kimlik doğrulama yöntemine duyulan ihtiyaç arttıkça alternatifler de zamanla çoğalıyor. Geliştirilen parmak izi, yüz ve ses tanıma gibi teknolojiler de en güvenilir alternatiflerin başında yer alıyor. Juniper Research raporuna göre, biyometrik teknolojilerin 2025 yılına kadar 1,4 milyar kullanıcıya ulaşacağı öngörüsünün yanı sıra gelecek üç yıl içerisinde ödeme yöntemleri için yüz tanıma teknolojilerinin kullanımı da ikiye katlanacak. Yaklaşık 704 milyon kullanıcıyı aşması beklenen ses tanıma teknolojilerinin ise özellikle bankacılık sektöründe yaygın olarak kullanılacağı tahmin ediliyor. Kişisel verileri koruma noktasında siber saldırganların gelişen taktiklerine ayak uyduran biyometrik teknolojilerin, kullanıcılar için güvenli bir alan olduğunu aktaran Günal, yetersiz parolalar gibi geleneksel yöntemler yerine imkan dahilinde biyometrik teknolojilerin kullanımını öneriyor.