Açıklama bugün bakanlığın Twitter hesabından yapıldı.
Yapılan açıklamaya göre, birikimlerini TL mevduatı olarak değerlendirenlerin kur oynaklığı karşısında mağdur olmaması için "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat" ürünü devreye alındı.
Ürün, gerçek kişilerce TL vadeli hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranını kıyaslayıp, yüksek olan oran üzerinden hesabı nemalandıracak.
Yeni mevduat ürününe stopaj uygulanmayacak.
Kur farkı hesaplamaları için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her gün saat 11:00 de Amerikan Doları döviz alış kuru yayımlayacak.
Vade sonunda kur değişiminin faiz oranı üzerinde kalması halinde oluşabilecek fark müşteri hesabına Türk Lirası olarak yansıtılacak.
Hesaplar 3, 6, 9 ve 12 ay vadeler ile açılabilecek.
Minimum faiz oranı Merkez Bankası Politika Faiz Oranı olarak uygulanacak.
Sisteme isteyen her banka katılabilecek.
Vadeden önce hesaptan para çekilmesi durumunda hesap vadesiz hesaba dönüşecek, faiz hakkı ortadan kalkacak. Hesabın açıldığı tarihteki Merkez Bankası kuru ile de güncellenecek.
Ürünün Katılım Bankacılığı'nda da uygulanması konusunda çalışmalar sürüyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın detaylarını paylaştığı yeni sistemle ilgili, ekonomistler açıklığa kavuşması gereken noktalar olduğu görüşündeler.
BBC Türkçe'ye konuşan Uluslararası Politik Ekonomi Enstitüsü Berlin (IPE)'de Ekonomist Doç. Dr. Ümit Akçay, Maliye Bakanlığı'nın bir çeşit kur garantisi vererek dövize olan iç talebi azaltmayı hedeflediğini belirtti.
Kararın hükümet için ekonomik ve politik manevra alanını genişlettiğini söyleyen Doç. Dr. Akçay, açıklığa kavuşturulması gereken noktalar olduğunu belirtti.
Bu noktalardan ilki kararın hukuki dayanağı. Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde Hazine'nin TL mevduatların kur karşısında değer kaybını önleyecek ödemeleri doğrudan bankalara yapması mümkün değil.
Sistemin hukuki altyapısının altını çizen bir başka kişi Dünya Bankası Hazinesi Borç ve Risk Yönetimi Başkanı, Coşkun Cangöz, Twitter'da yaptığı açıklamada, ''Ödemenin yapılması için ödenek gerekiyor. Bütçeye ödenek koyabilmek için de yasal düzenleme lazım. Her ikisi de yok. Aceleyle alınmış bir karara benziyor'' dedi.
Benzer bir yorum yapan Ekonomi yazarı Uğur Gürses, açıklamasında ''Farkı kimin ödeyeceği yazılmamış; çünkü bu hali ile kanunsuz. Yani bütçe çerçevesinde Meclis'ten onayı alınmış değil.'' İfadelerini kullandı.
Bununla birlikte düşük TL kurundan avantaj sağlayacağı belirtilen ihracatçıların bu sistemden nasıl etkileneceği de bir başka soru.
Doç. Dr. Akçay, şu anda gerçek kişileri kapsama alan sistemin ihracatçılar için de benzer bir sistem getirebileceğini belirtiyor.
Döviz talebi ve piyasada TL'nin fiyatını belirleyememe sorunlarını aşmaya yönelik bu sistemle ilgili en büyük sorun ise yüksek enflasyon riski.
Bilkent Üniversitesi'nde Ekonomi Profesörü Refet Gürkaynak, "Adına faiz artırımı demeden destansı bir artış gerçekleşti'' dedi. Bloomberg'e konuşan Gürkaynak "Döviz kurunda keskin bir artış olduğunda bütçeye büyük bir yük binecek. Bu tür bir yük genellikle paraya çevrilir, bu da daha yüksek döviz ve enflasyon oranları anlamına gelir" diye konuştu.
İktidarın büyük risk aldığını söyleyen Doç. Dr. Akçay, ''İnsanlar bu garantilere güvenip TL'ye geçmezlerse, TL değersizleşmeye devam ederse, farkın Hazine tarafından karşılanması, kamu harcamalarını büyük ölçüde arttırır. Piyasaya sürekli para girmesi durumunun enflasyonla sonuçlanması kuvvetle muhtemel.''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün kabine toplantısı sonrası döviz kurlarındaki artış nedeniyle yeni finansal araçların devreye alınacağını açıklamıştı.
Erdoğan, mevduat sahiplerine kur farkı ödeneceğini belirterek yeni sistemi şöyle anlatmıştı:
"Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'Kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk Lirası'ndan dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek."
Erdoğan'ın açıklamaları sonrası 18,36'ya kadar çıkan Dolar/TL kuru 11,09'a gerilemişti.
Erdoğan'ın açıklamasına bu sabah partisinin Meclis grup toplantısında tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
''Garibanın sırtından faizi teşvik ettiler. Hem de dolar garantili olarak... Nass bunun neresinde? Garibanın parası ile bankada doları olanı finanse ediyorsun. O garibanlardan bazıları bu gelişmeleri kutluyor, seviniyorlar. Bu Türkiye'nin bir trajedisidir.''
Partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise hükümetin faizi dolaylı olarak artırdığını belirtti. Sancar şunları söyledi.
"Tedbirlere baktığımızda pekâlâ da bir 'U dönüşü' yaptıklarını görebiliyorsunuz. Türk lirası mevduatındaki faize bakmadan dövizdeki artışı mevduat sahiplerine verecekler. Yani aslında faizi dolaylı olarak artırmış oldular. Bu, Türk lirasını ve ekonomiyi bütünüyle dolara veya dövize bağlamaktır. Bunun adı, tam da mandacılıktır."