Geçtiğimiz ay sigorta sektörüne yönelik bazı veriler açıklandı. Sektör görece olarak büyüyor görünebilir. Bu büyümenin prim bazında olduğu unutulmamalı. Rakamlara baktığımızda büyüyor görünsek de poliçe adedi bazında küçülme olduğu başka bir gerçek.
Posta yazarı Can Kantar, konuyla ilgili şu satırları kaleme aldı:
Bir şirketin CEO’su, “Can bey prim büyüklüğü değil, poliçe adedi artışı çok daha önemlidir. Şu anda poliçe adedi bakımından ciddi bir küçülme yaşıyoruz. Medya olarak çok daha duyarlı olup bunu dile getirmenizde fayda var” dedi. İşin özeti, başta konut sigortası olmak üzere, kasko ve trafik sigorta poliçe adetlerinde ciddi azalma söz konusu.
Önce şuna bakmak lazım; ‘Biz neden sigorta yaptırıyoruz ?’ Kendimizi güvence altına alıp, yaşanan bir olay sonrasında büyük bir mali yük ile karşılaşmamak için risklerimizi sigorta şirketlerine devrediyoruz. Peki şimdiki durumda bu riskler azalmış mıdır? Pek tabii ki azalmamış bilakis risklerimiz artmış olabilir. Ama insanların ekonomik sıkıntılar nedeniyle sigortadan vazgeçiyor olması anlaşılabilir bir durum değil. Sigorta yaptırmaya parası olmayan birinin, oluşacak risk sonrası karşılaşacağı mali külfeti üstlenmesi zaten mümkün olmayacaktır. Ekonomik çalkantı yaşandığı dönemlerde özellikle geliri sabit olan vatandaşlarımızın sigortalarını yaptırmaya devam etmeleri gerekiyor. Çünkü Allah korusun bir kayıp sonrası bu ekonomik koşullarda yaşanan kaybı yerine koymak bir o kadar daha zordur. Sigorta şirketleri vatandaşlarımız sigortalarını yaptırmaya devam etsin diye hem prim ücretlerinde, hem ödeme koşullarında ciddi alternatifler ortaya koyuyor. Ayda 30 TL’ye konut, aracınıza göre ayda 80-120 TL’ye kaskonuzu yaptırabilirsiniz. Ya da ayda 100 TL’ye Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırabilirsiniz. Tabii ki bunlar bütçe ile ilgili bir durum. Ama mesela her gün bir paket sigara içiyorsanız, bunu azaltarak bu sigortalardan en az iki tanesini yaptırabilirsiniz. Yani sigortadan tasarruf ettiğinizi zannedip çok daha büyük maliyetli bir yükün altına girebilirsiniz.