Sigorta pazarının önemli branşı olan “hayat”, 2017 yılını hareketli kapattı. Prim üretimi yüzde 36 artışla 6,8 milyar lirayı geçti. Ancak bu üretimin yapısı önemli bir tartışma konusu. Çünkü kredi bağlantılı sigortaların payı yüzde 70 civarında.
Dünya'dan Serhat Aligil'in MetLife Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Deniz Yurtseven ile yaptığı ropörtajda Yurtseven, geçen yılki hızlı büyümenin nedenlerini şöyle sıraladı: “Birincisi Türkiye ekonomisinin büyüme temposu. Biliyorsunuz reel büyüme üçüncü çeyrekte yüzde 7’ye çıktı. İkinci olarak 2016 sonunda ihtiyaç kredilerinde vadelerin uzaması 2017 yılını olumlu etkiledi. Vadelerin uzaması ihtiyaç kredileri kullanımında ortalama tutarları da artırdı. Üçüncü sırada ise Kredi Garanti Fonu destekli kredi büyümesi yer alıyor.”
Bu yıl 2017'ye benzer
2018 yılı için de benzer bir performs bekleyen ve ilk 2 aylık verilerin bunu gösterdiğini ifade eden Yurtseven, “Ancak hayat sigortası pazarının orta uzun vadede gelişmesi için yapılması gerekenler var” dedi ve şu noktalara dikkat çekti:
-Örneğin ihtiyari sigorta pazarı gelişmeli. Eğitim, kritik hastalıklar, işsizlik sigortalarında büyümeliyiz. Bu konuda müşteriyi tatmin eden yaratıcı ürünler olmalı.
-Devlet de bu alandaki sigortalara destek verebilir.
-Ürün çeşitlendirmesini yaparken de, tüketicileri çok iyi dinlemek ve ihtiyacı doğru tespit etmek gerekiyor. Biz de bu konuda araştırmalar yapıyoruz.
-Bu araştırmalara göre hayat sigortası yaptırmak isteyen kişiler, öncelikle yaşarken kullanabilecekleri faydaları olan ürünler istiyor. Örneğin asistans hizmeti bu kapsama giriyor.
-Ayrıca sektörün geleceğini bankasürans ve ‘tele satış’ta görüyorum. Dijital de gelişecek.
-Banka kanalı daha etkin kullanılabilir. Örneğin bizim başarımızda Denizbank’la olan ilişkimiz de çok etkili. Çünkü onlar da çok hızlı büyüyor.
Risk farkındalığı düşük
Bugün, sigorta ürünlerinin bazı avantajlarının da yeterince bilinmediğini belirten Yurtseven, hayat ve ferdi kaza kapsamındaki harcamaların, brüt asgari ücreti aşmamak şartıyla ölüm, kaza gibi risk içerenlerde yüzde 100 vergiden indirilebildiğini, bunun birikimli hayatta yüzde 50 olduğunu hatırlattı.
“Destek için bu oran birikimli hayatta da yüzde 100’e çıkarılabilir” diyen Yurtseven, bu tür avantajları anlatma konusunda sektöre de büyük iş düştüğünü kaydetti. “Türkiye’de risk farkındalığı düşük. Kısa vadeli yaşamaya çok alışkınız” vurgusu yapan Yurtseven, ferdi kaza gibi sigortaların bu farkındalığı artırmada çok önemli olduğunu söyledi.
Yurtseven, “Kolay anlaşılır ve zenginleştirilebilir bir sigorta. Doğru anlattığınızda da insanlar alıyor” dedi. Hayat dışı sigorta pazarının gelişimine yönelik gözlemlerini de aktaran Yurtseven, bu alanda da çeşitlenme ihtiyacının yüksek olduğunu, özellikle konut ve yangının potansiyel barındırdığını anlattı.Yurtseven ayrıca, acentelerin de yapısal değişimden geçmesi gerektiğini belirtti.
‘Otomatik Bes'e işveren katkısı kademeli olabilir’
Otomatik BES’i bireysel emeklilik sisteminin bir parçası olarak niteleyen Genel Müdür Deniz Yurtseven, 15 yılda 7 milyon katılımcıya ulaşan Gönüllü BES’e bir yılda 3.5 milyon çalışanın katılımının sağladığını hatırlattı. “Bu yıl 4.6 milyon kişi daha sisteme girecek” diyen Yurtseven şöyle devam etti: “Yeni düzenlemelerle bu yıl 2 milyondan fazla çalışanın daha sistemde kalacağını düşünüyorum. Sistem otomatik BES’le itibar kazandı. Türkiye için hayati önem taşıyan BES, uzun vadede en önemli tek tasarruf aracı.
Yeni düzenlemeler süreci olumlu etkileyecek ama işveren katkısı da olmalı. Bu katkı kademeli olabilir. Örneğin yüzde 1’le başlayıp yüzde 3’e çıkabilir.” BES fonlarının geçen yılki ortalama brüt getirisinin yüzde 15,6, netin yüzde 3,3 olduğunu belirten Yurtseven, özellikle son iki yılda getirilerin dünya standartlarında olduğunu anlattı. Bu yıl da benzer bir performans bekleyen Yurtseven, sermaye piyasaları geliştikçe fonların daha da iyi olacağını söyledi. Bu nedenle herkesi BES’i desteklemeye davet eden Yurtseven, ayrıca pazardaki konsolidasyonla ilgili yorum yaparak, sektörün yoluna 14-15 şirketle devam edeceğini öngördüklerini belirtti. Yurtseven “Belli bir büyüklük BES’te ihtiyaç. Şirket olarak BES’te olmak istiyoruz. Organik büyüyeceğiz” dedi.
‘Tele satış bir bilim’
Büyük önem verdikleri tele satışın; yapılan analizler, sunulan doğru ürünler ve tüketiciyi sürekli takiple bir bilim olduğunu vurgulayan Genel Müdür Yurtseven, bu alanda MetLife’ın uzmanlığı olduğunu vurguladı. Yurtseven, şöyle devam etti: “Geçen yıl ‘yeni iş’lerin yüzde 20’sini tele satışla yaptık. Tele satış açısından ferdi kazada yüzde 40’lık pazar payıyla lideriz. Bu kanal ortalama primlerin de yükselmesini sağlıyor. Tele satışta poliçe başına ortalama 600 lira olan prim üretimi şubede 250 lira. Ürün gamı geniş bu kanalımıza her kesimden ilgi olduğunu görüyoruz.”
Metlife Emeklilik ve Hayat, geçen yıl 2016 yılına göre yüzde 58,4 artışla 756 milyon liralık prim üretti. Hayat pazarında yüzde 8,43’lük pazar payıyla üçüncü durumda bulunan şirket, kaza sigortası pazarında ise yüzde 10,6’lık payıyla lider durumda. Yine 23 Şubat 2018 itibariyle şirketin Gönüllü BES’te 188 bin katılımcı ve 1,6 milyar liralık fon büyüklüğü, otomatik BES’te 71 bin katılımcısı ve 37,5 milyon liralık fonu bulunuyor.